28 Ağustos 2014

Kafam güzel heralde!

Uzun zamandır yazmıyorum.. Nedeni ne, inan ben de bilmiyorum. Hani dersler mi diye düşünüyorum ama zaten eve gelince direkt bilgisayara oturuyorum, o zaman yazabilirim işte ama yok.. 
Çoook özledim, feci özledim blogumu, blogumda yazmayı.. Yazmayı özledim demek istemiyorum çünkü zaten bol bol yazıyorum ama blogta değil.. 
Wattpad'deki Uska desen.. O da artık gözümde tırt oldu! O kitapla ilgili aklımda tonlarca fikir var, hepsini not alıyorum ama öyküye dökmek için biraz daha fantastik bir şeyler okumam gerektiğini düşünüyorum.. O yüzden onu da sileceğim şimdi.. Söz vermeyeyim ama gelecek yaza, 'Gelecek İksiri'nin senaryosunu yazmak istiyorum.. Bu yazdığım ilk senaryo değil, bundan önce bir tiyatro oyununu yarılamıştım 'Bir Sen Eksiktin!' diye.. Onun da adını şimdi daha çok seviyorum, zaten koyarken seyircilere de gönderme yaparım diye düşünüp koymuştum.. O hikaye de aklımın bi köşesinde ama tam olarak bitirmediğim için 'Benim senaryom' diyemiyorum, her şeyi diğer yaza, "şu sınav bi geçsin de" diyerek atıyorum..
Bu arada feci hastayım.. Ya bak n'oldu.. Yolda yürürken beni bi hıçkırık tuttu, lan gitmiyor! Eve geldim, önce üç bardak su içtim böyle nefessiz kalma tehlikesi atlatıp.. Orospu, bana mısın demedi! Sonra kaseye doldurdum suyu, ordan ağzımın ucuyla içtim (manyağım evet) Yine geçmedi! En son artık bi sinirlenmişim, çıkardım buzluktan kocaman litre suyu, lıkır lıkır içtim valla kafaya dikip.. Sonra da sabah 'yutkunamıyorum' diyerek uyandım.. Gerçekten çok salağım, yazın şu sıcaklarında nasıl bu kadar hastayım anlamadım..
Daha bitmedi! Sabah alerjisi var bende.. yaz kış demeden burnum akıyor, sabah uyanınca iki üç parti hapşuruyorum.. ders çalışacağım mesela, lan burnumu çekmekten bir saatte 12 soruluk testi yapamıyorum! habire yanımda bi tuvalet kağıdı, cebim peçete dolu.. Sinir oluyorum resmen!
Şu anki duygularımı da anlamadım.. mutlu muyum, kafam mı güzel, hastayım diye olmayan beyin hücrelerim mi ölmüş.. Sadece burayı çok özledim, bu yaz ile ilgili yazacak tonlarca şey var ve ben götümü yayıp oturuyorum! 
Yaklaşık 3 4 haftaya buraya güzel bir haberle geleceğimi de biliyorum, o ânı mı bekliyorum acaba, anlamıyorum.. 
Okuduğum bloggerlar da ya tatildeler ya da benimle aynı şeyleri hissediyorlar, ulan arada bi yazın, blogger'a girmiyor değilim, sadece yazı yazmıyorum ya! yoksa kumanda panelinde herkese tek tek bakıyorum, yorum yazmasam da okuyorum.. 
İrem Derici konserindeydim.. Karataş'a geldi valla, (şimdi yazı yazacağım) en öne geçtim 4 saat önce gidip.. Gitmeden önce onunla ilgili araştırma yaptım, her zaman yaptığım şey zaten.. Beyaz Show'da bi videosunu gördüm. Konuşuyor, "Olmadan ölme" listesi yaptığını anlatıyor.. Ben de bi kısmını anlatayım.. 
tam 16 yıl boyunca her sabah listeyi temize çekmiş ve hep "Bilinmeyen bir Sezen Aksu şarkısı söyle" yazmış listenin başına, dile kolay 16 yıl.. Ve diyor ki "Bi sabah uyandığımda o madde artık listemde yoktu, söylemiştim.. Yazının gücüne inanıyorum ben, yazdıkça içine gömüyor istediğin şeyi." Çok etkilendim..
Ben de her sabah bir liste yapmaya başladım, arkadaşımın marilyn'li defter hediyesine yazıyorum, anlamı büyük zaten.. Orada çok iyi duruyor, çok hoşuma gidiyor.. Sen de yap, gerçekten doğru.. Yazdıkça o istediğin şeyleri yapma isteğin artıyor, savaşıyorsun.. düşünsene, bir sabah uyandığında bir madde silinmiş. Mükemmel!
Bu arada ben cidden allahın sevgili kuluyum sanırım.. Hande Yener konseri vardı İstanbul'da, ilk açık hava konseri Hande'nin.. Senfonik böyle, teee aylar önceden hazırlıklar kostümler başladı.. Hande'nin 6 kostümü yapılırken izlemiştim, 3 kişi de konuk.. hani baya baya dünya çapında bi şey.. Gidemedim diye nasıl üzülmüştüm, sana anlatmam, ben seviyorum o kadını ya..
Sonra twitter'da gidenler resim falan atmış, Hande rt'lemiş.. nasıl kıskandım.. derken bi twit, Hande yazmış: "Konser dvd'leri için geri sayım başladı." Resmen havalara uçtum! Adele'inkini almıştım, Royal Albert'ı.. Bunu da koşarak alacam valla! 
Diğer haberimse önce mutluluktan ağlayıp sonradan üzüldüğüm bi şey..
Pucca'nın ilk kitabı film oluyor! Ben instagram'da dolaşırken zodyaklı'nın senaryonun ilk sayfasını paylaştığını görmüştüm, dedim ohaaa! Üstüne de yazmış, "Bazı sürprizler olabilir" diye.. Önce aklımda "Pucca yazmıştır senaryoyu herhalde." gibi bi düşünce oluştu, çook mutlu oldum! Büşra Pekin'le yakınlardı, herhalde o oynar dedim ve bi fotoda üçü çekilmiş ve tepesine "Yalnızca iş için" yazmış Büşra. Dedim tamam, ahanda Pucca da hazır! 
Önce filmin adını Küçük Aptalın Büyük Dünyası sanıyordum, sonra etiketlerde Ay Hadi İnşallah gördüm.. Sonra film haberleri çıktı, adı "Hadi İnşallah" oldu.. Ya ilk ikisi film adı olabilirdi ama Hadi İnşallah... Ne bileyim, beni sarmadı.. Ama "nolacak" dedim, pucca için değer! Sonra setten fotoğraflar gelmeye başladı ama Pucca'dan ses soluk yok.. Hani demiyor "Film bomba gibi geliyor" diye.. bi garip oldum.. 
Derken pucca'nın yakın arkadaşı ve kardeşi "İnsanın emeğini rezil ediyorsunuz." gibisinden bir şey yazdılar, hatta birisi "senaryoyu 5. sayfaya kadar okuyabildik, kitabı rezil etmişler" yazmış.. Pucca da daha bugün, "Her şeyi değiştirmişler.. Karakterler kitap falan kalmamış, üstelik çekimlerden haberim bile yoktu." yazınca dedim bu iş gitti.. 
Keşke senaryoyu Pucca yazsaydı, zaten yazmadığı şey değil.. kitaba sadık, bomba gibi bir film gelirdi, valla ben yine gülerdim. Şimdi ise kendi yazarının bile sinir krizinin geçirdiği bi şey olmuş sanırım.. Ön yargılı birisi asla değilim, filme gideceğim.. eğer "Pucca'dan uyarlama" denmeseydi, yemin ederim sinemada pürdikkat yine izler, ona göre yorumlardım.. ama Pucca'dan uyarlama açıkça belirtilmiş, bana da şimdi üzülmek düşüyor..
Bu arada ben senaryo yazacağım filan diyorum ya, gören de filme çekilecek falan sanacak.. Yazarım kendimi geliştirmek amaçlı, üniversitede o bölümdeki öğretmenlere gösteririm olmuş mu diye.. Aman ne biliyim ben.. Yine çok konuştum lan, yazacak şeyler var, ben başlayayım o zaman.. 



NOT: Fillere bayılmaya başladım, resim çok güzel!

10 yorum:

  1. Önce geçmiş olsunla başlamakta fayda var.
    Aklında olsun bir daha hıçkırık tutarsa limon suyu iç azıcık ama çok değil :)
    Dediğin gibi yazacak şey çok ama yazmaya üşenme meselesi herkeste var :)
    Bu arada İrem Derici'nin o söyledikleri beni de etkilemişti ama tabiki unuttum gitti :D
    Bende mi yazsam ki :)
    Oldurabileceklerimi yazarım ben kesim :D
    Pucca'nın kitabının filmi dediğin gibi yine pucca yazmalıydı.
    Gidilir tabi ama baştan eleştirileceği belli oldu.
    Sanırım bende çok yazdım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyma, çok teşekkür ederim :) Limon suyu haaa, valla diktim kafaya kocaman suyu, boğazım nasıl şiş :( Kesinlikle o listeyi yapmalısın Şeyma, İrem Derici söyledikleri konusunda gerçekten haklı çünkü, yazınca daha da mutlu oluyorsun. Ve bence de, PuCCa yazmadı, hikayenin özünü her şeyini o biliyor, o bile beğenmediyse senaryoyu...

      Sil
  2. Uskacım o içindeki 'yazamama' duygusunu çok iyi bilirim. Ne yazık ki uzun bir zamandır içimdeki duygular fışkır fışkır olsa da yazamıyorum, sadece kitabımla ilgilenebiliyorum ve ona yazacak şeyler buluyorum. Bunun sebebi de fazla sıcaklar. İnsanı iyice bunaltıyor ve tahammülsüzleştiriyor üstelik sen de hastalanmışsın şimdi (geçmiş olsun :)) o yüzden daha bir halsiz ve üşengeç olursun, kendini üzme :)
    Pucca'nın kitabının film olmasını ben de çok istiyorum fakat zaten kitaptan diziye veya filme uyarlanan her şey fazlasıyla değişikliğe uğruyor ve orjinalliğini kaybediyor. Bir de bizim ülkedeki zihniyetsiz insanların Pucca'nın kitabına mizahi değil de ''ahlaki'' baktığı için senaryoyu ne hale getirdiklerini tahmin edebiliyorum. Ama ben de üzülmüyorum şimdi çünkü bir gün Pucca hepsini tek tek perdeye dökecek bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasanım benim, yemin ediyorum aynı şeyleri düşünüyoruz :) Sıcak havalardan gıcık alıyorum ya, kış gelsin artık :( Teşekkür ederim, geçecek inşallah :) Aynen, hiç sevmiyorum kitap uyarlamalarını. Eğer o şekilde baktılarsa kendileri şimdiden bir sürü seyirciyi kaybettiler. İnşallah dediğin gibi olur, PuCCa candır ya, yapar bir şeyler :)

      Sil
  3. Hikayeyi sildiğini gördüm yeni bölüm için bakıp bakıp duruyordum üzüldüm be :(
    Of bi de neden kitapları film yaparken değiştirirler ki -.- En en sevmediğim şey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sana devamını anlatırım:PPpp
      Aynen, baksana PuCCa da gıcık almış :(

      Sil
  4. Sen de mi Kıpkırmızı burunla geziyorsun, gel bi sarılalım :( Hediye olarak mentollü peçete getirdim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oleeeyyyy ama tuvalet kağıdı getirsen daha iyi olur, o en az tahriş eden çünkü :Ppp

      Sil
  5. aaa.Bak şu İrem Derici'nin yaptığı çok hoşmuş ama yaa.Çok etkilendim.
    Sen de senaryomu film yapsınlar diye yaz bence listenin en başına.Hem de hiç değiştirmeden ... :)

    YanıtlaSil