30 Nisan 2016

Elimde mikrofon, karaoke bardan bildiriyorum!

Beni az çok tanıyanlar, sesi iyi olan bir insandan kat ve kat daha fazla şarkı söylediğimi, kendimi sesi iyi olmayıp şarkı söylemeye aşık olanların öncüsü olarak gördüğümü, apartmanda olduğumuzu unutarak her gün odamdaki boş deodorant şişesini mikrofon olarak kullanıp karaoke yaptığım için apartmandan atılma tehlikesiyle baş başa kaldığımı, onca şikayete rağmen akıllanmayıp bu durum beni çok üzdüğü için artık her gece daha duygulu şarkılar söylediğimi bilir. O kadar şikayet gelmiş, şimdi popomu sallaya sallaya "wörk wörk wörk" demek olmaz! "Dayaaaan yüreğim dayaaan!" diyorum bizim alt ve üst komşuya ithafen! 
Dün gece karaoke bardaydım. Bunca şeyi anlattıktan sonra "Mekanı birbirine katmışsındır be Tolga!" diyorsan, haklısın! Gözlemlerimi, yaşadıklarımı madde madde yazdım, umarım artık karaoke barda ne 'yapmaman' gerektiğini anlarsın:
-Mekana girişimizle "Nereye geldik ulan!?" dememiz aynı anda oldu. Abartmıyorum, mekan bizim evin salonu kadar. Bizim evin banyosundaki duşakabin kadar bir köşede içkiler var, bir de akraba olacak derecede birbirine yakın sandalye ve masalar. 
-İlk 10 dakika "Girişte o kadar para ödedik, niye kimse eğlenmiyor yav!?" diye bir üzüldüm. Çünkü herkes mi oturur! Kimse ayağa kalkmıyor, sandalyede olduğu yerde sallanıyor millet. "Hadi Tolga," dedim, "Sen ki düğünlerin baş tacı! Sen ki pistten inmediği için gelin ve damattan çok düğün kamerasında çıkan bir danssever! Kalk ulan kalk!" Kalktım, eşsiz dansımı (!) sergilemeye başladım. Önce 3 kişi, sonra arka masadaki kızlar, yan masadaki erkekler, en arkadaki çift derken; bir anda bütün mekan coştu! Vallahi dj'den mekanı coşturduğum için bir tane hediye tekila shot beklemedim değil.
-Kapıda keşke "Gecenin solisti" yazmasaydı da "Gecenin katili" yazsaydı. O en sevdiğin şarkıların, sesi senden bile kötü insanlar tarafından katledildiğini görünce önce bi gülme geliyor, sonra "Lan! Ben severdim bu şarkıyı yahu..." diyorsun, sonra kendini "Huhuuuuv, yürü beee!" diyip alkışlarken buluyorsun.
-Arka masada şapkalı bir çocuk, ben dans ederken bana gülümsedi. "Önce," dedim, "herhalde masada gülüyordu, gülücük suratında kaldı, denk geldik." Aradan iki dakika geçti, bana içkisini kaldırdı. Ben de ne yapiyim, azıcık gülümsedim. Offf, şaka yapıyorum, 46 dişimle beraber gülümsedim hem de. En son sigaraya inerken merdivende nasıl yakın hissettiyse artık, "Hiii, sigaramı unutmuşum heyecandan." dedi... Sonra mekana girdik, ben bir köşede dans ediyorum, o diğer köşede kopuyor. Bir anda nasıl oldu ben yine anlamadım ama çocukla bildiğin karşılıklı dans etmeye başladık. Hedefim yakın olup "kanki" ayağına şapkasını çalmaktı ancak gecenin ilerleyen saatlerinde bir baktım, çocuğun şapkası bütün masalarda dolanıyor! Umarım, şapkalı çocuğun arkadaşı onunla dans ettiğim videoyu telefonundan siler... Bi o eksikti çünkü, bi milletin telefonuna "Work" şarkısında sınav yılında aldığım 9 kilonun kıçıma inmesiyle yaptığım twerk'ün düşmesi eksikti!
-Bizimkiler istek şarkı olarak Yıldız Tilbe'nin "Ben düşerken yükseklerdeeen, uçurumlara!" şarkısını vermişler. Ben de önce "Ay, oy, tey, utanırım ben." dedim, korkmayın sadece 3 saniye sürdü. En son kuzenimden mikrofonu hızla çekerek tizlere çıkıp "Şimdi senle hayat rüya, düşlerim gerçeeek!" diye söylemiş olabilirim! 
-Şapkalı çocuktan sonra ikinci bomba, bir kadının üzerime bayılması oldu! En arka masadaydı, yanında bir adam vardı, baya kopuyordu ilk gördüğümde. Sonra lavaboya gitti, benim de sırtım dönük girişe. Bir anda arkamda bi beden hissettim, "N'oluyo lan, kim götümü elliyor!?" diye bakmamla sırtımda sarışın bi kadını bayılmışla ayılmış arası görmem bir oldu! Tuttuk, kaldırdık, adam gelmeden kendisi yürüyerek en arkaya gitti. 
-Geri zekalı kuzenim dünyanın en iğrenç şarkısını vermiş listeye, "Mekanı coştururuz." diye düşünüp. Demet Akalın'ın şu "Etmesin üstüme gölgee!" şarkısı. Asla ve asla dinlemediğim halde ezbere bilmemi ayrı tutuyorum, mikrofonu alıp "Bu iğrenç şarkıyı seçtiği için kuzenime teşekkürü bir borç bilirim. Ha bi de, eğleniyoz muuu, oynuyonuz mu anaam!" diye bağırıp herkesi güldürmem de var. İçimdeki Tülay, Selahattin'ini arıyor sanırım!

Gözlemlerimle karşınızdaydım efenim. Yalnız... şapkalı çocuk ne yapıyor acaba, uyandı mı ki... 


2 yorum:

  1. Ben yazıdan çok etiketlere güldüm. Yazının özeti olmuş :D
    Odada elimde fırçayla ben de çok söyledim wörk wörk wörk wöööörk diye ama karaoke barda yanımda başkası varken vs hayatta söyleyemem. Çok takdir ettim o yüzden seni :)

    YanıtlaSil
  2. Sizin oradaki karaoke bizim buradakilerden farklıymış.Bizim buradakiler bildigin kiler odası gibi bir şey ve onlardan 15-20 tane var.O odaya 2-3 arkadaş girer,içimizdeki şarkıcıyı ortaya çıkarır,sonrada hiçbir sey olmamış gibi çıkar gideriz.Öyle kalabalık ortamda anca oturduğum yerde bir şey söylerdim galiba.Bravo sana!!!
    O kadın niye bayıldı ki???Yoksaa bu ses karşısında daha fazla güçlü kalamadı mı?

    YanıtlaSil